İnsanlar genellikle aşkı, sanki ortaya çıkarılmayı bekleyen kayıp bir nesneymiş gibi, keşfedilebilecek bir şey olarak tanımlarlar. Bu bakış açısı, aşka basit bir bakış açısı getiriyor ve gerçekte aşk çok daha karmaşık olduğunda yerinin kolayca belirlenebileceğini ima ediyor. Her kişinin aşk deneyimi benzersizdir ve kendi bireysel koşulları ve duygularına göre şekillenir.
Dahası, bireylerin aşk arayışlarında aslında buldukları şey, kişisel yolculuklarıyla örtüşen belirli bir tür bağlantıdır. Bu fikir, aşkın evrensel bir varlık olmadığını, farklı insanlar ve ilişkiler arasında büyük farklılıklar gösteren çok yönlü bir deneyim olduğunu vurguluyor.