İnsanlar cenneti bir cennet bahçesi olarak düşünüyorlar, bulutlarda yüzebilecekleri ve nehirlerde ve dağlarda tembellik yapabilecekleri bir yer. Ancak teselli olmadan manzara anlamsızdır. Bu Tanrı'nın size verebileceği en büyük hediye: hayatınızda neler olduğunu anlamak. Açıklamak için. Aradığınız barış.
(People think of heaven as a paradise garden, a place where they can float on clouds and laze in rivers and mountains. But scenery without solace is meaningless. This is the greatest gift God can give you: to understand what happened in your life. To have it explained. It is the peace you have been searching for.)
"Cennette tanıştığınız beş kişi" kitabında yazar Mitch Albom, pitoresk manzarayla dolu sakin ve güzel bir yer olarak cennetin sıradan algısına meydan okuyor. Böyle bir güzelliğin anlayış ve teselli olmadan boş olduğunu savunuyor. Bulutlarda yüzmenin veya doğada rahatlamanın görüntüleri, kişinin yaşam deneyimleri hakkında anlam ve anlama yokluğunda önemsiz hale gelir.
Albom'a göre cennetin gerçek armağanı, kişinin hayatı hakkındaki içgörü ve açıklamalarda yatıyor. Bu anlayış barışı getirir, bu da çoğu zaman bireylerin varlıkları boyunca aradıkları şeydir. Sadece güzellikten ziyade, gerçek konfor ve tatmin sunan kişinin yolculuğunun bu netliği ve anlatısıdır.