Randy Alcorn, bir görevli olma konusunda kendi öğrenimini anlatıyor: Tanrı sahibi olsaydı, ben yöneticiydim. Bir görevlinin varlıklara karşı zihniyetini benimsemem gerekiyordu. Bana verilmedi. Bir görevli, sahibinin yararına varlıkları yönetir. Steward, yönettiği varlıklara hak kazanma duygusu taşımıyor. Sahibinin varlıklarıyla ne yapmak istediğini öğrenmek, sonra isteğini yerine getirmek onun işi.


(Randy Alcorn describes his own learning about being a steward: If God was the owner, I was the manager. I needed to adopt a steward's mentality toward the assets. He had entrusted-not given- to me. A steward manages assets for the owner's benefit. The steward carries no sense of entitlement to the assets he manages. It's his job to find out what the owner wants done with his assets, then carry out his will.)

(0 Yorumlar)

Randy Alcorn, mülkiyet ve yönetim arasındaki ayrımı vurgulayarak yönetim konusunda önemli bir ders paylaşıyor. Tanrı tüm varlıkların gerçek sahibi olmasına rağmen, sadece bu kaynaklara emanet edilen bir yönetici olduğunu kabul eder. Bu perspektif bir sorumluluk duygusu teşvik eder ve bireyleri bir görevlinin zihniyetini benimsemeye çağırır, burada rollerinin hak talebinde bulunmak değil, Tanrı'nın armağanlarını onun iradesine göre yönetmek olduğunu kabul ederler.

Alcorn'un görüşüne göre, bir görevli olmak, sahibinin arzularını anlamayı ve bunları kaynakları yönetmede uygulamayı içerir. Yönetimin temelde sahibinin çıkarlarına hizmet etmek ve emanet edilen varlıkları Tanrı'nın niyetleriyle uyumlu olacak şekilde kullanmak, nihayetinde kendisine ait olanın bakıcıları olduğumuz inancını güçlendirmekle ilgili olduğunu vurgulamaktadır.

.

Page views
19
Güncelle
Ocak 25, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.