İlişkisellik {IS} sadece oluşumumuzun tanımlayıcı veya tarihsel gerçeği değil, aynı zamanda sosyal ve politik yaşamlarımızın devam eden normatif boyutu, bağımlılığımızı stoklamak zorunda olduğumuz.
(Relationality {is} not only {a} descriptive or historical fact of our formation, but also an ongoing normative dimension of our social and political lives, one in which we are compelled to take stock of our interdependence.)
Judith Butler, "Güvensiz Yaşam: Yas ve Şiddetin Güçleri" adlı kitabında, ilişkinin kimliklerimizin tarihsel bir yönünden daha fazlası olduğunu vurgular. Sosyal ve politik deneyimlerimizi şekillendirmede sürekli bir rol oynamaktadır. Bu kavram bizi, toplumun daha geniş bağlamında ilişkilerimizi anlamanın önemini vurgulayarak başkalarıyla paylaştığımız bağlantıları ve bağımlılıkları kabul etmeye çağırıyor.
Butler, karşılıklı bağımlılığımızı tanımanın modern yaşamın karmaşıklıklarında gezinmek için gerekli olduğunu savunuyor. Bu ilişkisellik farkındalığı sadece kendimizi anlayışımızı bilgilendirmekle kalmaz, aynı zamanda bizi başkalarıyla düşünceli bir şekilde etkileşim kurmaya zorlar. Bağlantılarımızı yansıtarak, daha derin bir sosyal sorumluluk ve dayanışma duygusunu teşvik ederek, toplu olarak karşılaştığımız zorluklara daha iyi cevap verebiliriz.