İnsanların kendilerini en çok belli belirsiz endişeli olduklarında açığa çıkardığına ve çok az şeyin, hiç konuşmayan bir kişinin yanında olmak gibi spesifik olmayan kaygıları ortaya çıkardığına inanıyordu.
(She believed that people revealed themselves most when they were vaguely anxious, and few things brought out nonspecific anxieties like being in the presence of a person who never speaks.)
Orson Scott Card'ın "Xenocide" adlı eserinde anlatım, insan doğasının sıklıkla endişe anlarında nasıl açığa çıktığını araştırıyor. Karakterler, rahatsızlık ve belirsizliğin, özellikle gergin ortamlarda bireyler hakkında içgörülerin ortaya çıkmasına yol açabileceğini gösteriyor. Hikaye, kaygının gerçek kişilikleri ortaya çıkardığını, çoğu zaman gizli korkuları ve güvensizlikleri ortaya çıkardığını vurguluyor.
Vurgulanan çarpıcı yönlerden biri sessizliğin etkisidir; Birinin sessiz kalması diğerlerinin hissettiği rahatsızlığı artırır. Bu dinamik, insanların kendi kaygılarıyla yüzleşmeye bırakıldığı bir atmosfer yaratıyor. Bu tür etkileşimler, sözsüz iletişimin konuşulan kelimeler kadar ağırlık taşıdığını öne sürerek kişisel açıklamaları derinleştirebilir ve çoğu zaman insan ilişkilerindeki mücadeleleri vurgulayabilir.