Bazen yalanlar gerçeklerden daha güvenilirdi.
(Sometimes lies were more dependable than the truth.)
Orson Scott Card, "Ender'in Oyunu"nda gerçek ile aldatma arasındaki karmaşık ilişkiyi araştırıyor ve bazen yalanların gerçeğin kendisinden daha fazla güvenilirlik duygusu sunabileceğini öne sürüyor. Bu kavram, dürüstlüğün bir erdem olduğu yönündeki geleneksel görüşe meydan okuyor ve bireylerin karşılaştıkları sert gerçekler yerine uydurmaları tercih edebildiği bağlamı vurguluyor.
Kahraman Ender Wiggin'in deneyimleri aracılığıyla anlatı, hayatta kalma ve başarı için manipülasyon ve stratejik aldatmanın ne kadar gerekli olabileceğini gösteriyor. Ahlak, etik ve liderlik ile çatışmanın getirdiği zor seçimler hakkında önemli soruları gündeme getiriyor ve aldatmanın çoğu zaman insanın karar verme süreciyle iç içe olduğunu öne sürüyor.