Sabah o kıyıya özgü biriydi. Her şey sessiz ve sakindi; Her şey gri. Deniz, uzun şişlik çelerine girmesine rağmen, sabit görünüyordu ve izabeolunun kalıbına soğuyan ve yerleştirilmiş dalgalı kurşun gibi yüzeyde şık. Gökyüzü gri bir gözetleme gibi görünüyordu. Sorunlu gri tavuk, kith ve kin uçuşları, aralarında karıştırıldıkları, düşük ve suların üzerinde, fırtınalardan önce çayırların üzerinde yutkunarak suların üzerinde kaymış oldukları sorunlu gri buhar uçuşları ile uçuşlar. Gölgeler mevcut, daha derin gölgeler gelecek.
(The morning was one peculiar to that coast. Everything was mute and calm; everything gray. The sea, though undulated into long roods of swells, seemed fixed, and was sleeked at the surface like waved lead that has cooled and set in the smelter's mould. The sky seemed a gray surtout. Flights of troubled gray fowl, kith and kin with flights of troubled gray vapors among which they were mixed, skimmed low and fitfully over the waters, as swallows over meadows before storms. Shadows present, foreshadowing deeper shadows to come.)
Pasajda tarif edilen sabah, derin bir sessizliğin her şeyi sardığı sahilin çarpıcı bir sahne özelliği yaratır. Gri tonlar manzaraya nüfuz eder, durgunluk ruh halini uyandırır, ancak altta yatan bir gerginliğe işaret eder. Deniz, nazik şişmelerine rağmen, kasvetli atmosferi yansıtan neredeyse cansız görünüyor. Yukarıda, gökyüzü ufku ağır bir ceket gibi sarar, havada asılı olan önsöz hissini somutlaştırır.
Bu durgunluğun ortasında, gri kuşların sürüleri düzensiz hareket eder, çevredeki bulutların endişeli hareketlerine paralel olarak hareket eder ve yaklaşan bir fırtınayı müjdeleyebilecek bir türbülansı gösterir. Gölgelerin görüntüleri, sabahın sakin dış kısmının yakında daha uğursuz gelişmelere yol açabileceğini düşündüren karanlığın yaklaşan fikrini aktarır. Bu sahne, gerginlik ve belirsizliğe dalmış bir anlatı için ustalıkla zemin hazırlıyor.