Bir kez öğrenilen bir sırrı geri almanın tek yolu, onun yerine bir yalan koymaktır.
(The only way to retrieve a secret,once known, is to replace it with a lie.)
Orson Scott Card'ın "Xenocide" adlı eserinde sırlar ve gerçekler kavramı önemli bir rol oynuyor. Alıntı, bir sırrın bir kez öğrenildiğinde asla tamamen unutulamayacağını veya silinemeyeceğini öne sürüyor. Bunun yerine, bu bilginin etkisiyle başa çıkmak için bireyler gerçeği yalanlarla maskelemeyi seçebilirler. Bu, insan deneyiminin karmaşıklığına ve kişinin en derindeki gerçekleri korumak veya bir dış görünüşü korumak için ne kadar ileri gidebileceğine işaret ediyor.
Bu kavram aynı zamanda aldatma ve kimlik gibi daha geniş temaları da yansıtıyor. Bilinen bir sırrın yalanla değiştirilmesi, özgünlükle iç mücadeleye ve kırılganlık korkusuna işaret edebilir. Gerçeğin doğası ve ilişkileri ve sosyal algıları yönetmek için ne kadar kolay çarpıtılabileceğine dair soruları gündeme getiriyor. Genel olarak Card, okuyucuları gerçeği aldatma yoluyla gizlemenin ahlaki sonuçları üzerinde düşünmeye teşvik ediyor.