Başyazısındaki mucizeviliği travmatik kabızlığa yaklaşan The Times, başka bir memurun cinsel bir talihsizliğe yakalanmış olmasından duyduğu neşeyi sahte üzüntü dolu kile sepetinin altında bastırmaya çalıştı; iddia edilen kelimeyi kullanma zahmetine bile girmemişlerdi.

(The Times, whose editorial portentousness approached traumatic constipation, tried to suppress its glee under the bushel basket of feigned sadness that another civil servant had been caught in a sexual misadventure; they hadn't even bothered to use the word alleged.)

by {John Sandford}
(0 Yorumlar)

"Silken Prey"de yazar John Sandford, The Times'ın editoryal tarzını eleştiriyor ve onu aşırı ciddi ve yapmacık olarak nitelendiriyor. "Belirgin kabızlık" ifadesi, gazetenin ciddiyetinin çoğu zaman doğal olmadığını ve gerçek duyguların ifade edilememesine yol açtığını öne sürüyor. The Times, bir devlet memuru skandalına ilişkin haberlere uygun bir üzüntüyle yanıt vermek yerine, heyecanını yapmacık bir üzüntü maskesinin ardına gizleyerek editoryal duruşundaki bir çelişkiyi açığa çıkarıyor.

Ayrıca, "iddia edilen" kelimesinin bulunmaması, yayının aceleyle karar verdiğine işaret ediyor ve iddiaları dikkatli bir şekilde değerlendirmeden gerçek olarak kabul etme eğilimini ortaya koyuyor. Bu eleştiri, sansasyonel haberciliğin gazetecilikte hakikat ve adalet konusundaki karmaşıklıkları nasıl gölgede bırakabileceğini vurgulayan medya uygulamalarına ilişkin daha geniş bir yorumu yansıtıyor. Sandford'un keskin gözlemleri medyanın hassas konuları ele almasındaki eksikliklere ışık tutuyor.

Stats

Kategoriler
Votes
0
Page views
8
Güncelle
Ocak 21, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Other quotes in Silken Prey

Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Hayatım sınırsız bir okyanusta bir damladan fazla değil. Ama okyanus çok sayıda damladan başka nedir ki?
by {David Mitchell}
Yarısı okunmuş bir kitap, yarım kalmış bir aşk meselesidir.
by {David Mitchell}
Hayatlarımız bize ait değil. Geçmişte ve günümüzde başkalarına bağlıyız ve her suç ve her iyilikle geleceğimizi doğururuz.
by {David Mitchell}
Yeterince uzağa gidersen kendinle tanışırsın.
by {David Mitchell}
Bizi bekleyen başka bir dünya olduğuna inanıyorum. Daha iyi bir dünya. Ve seni orada bekliyor olacağım.
by {David Mitchell}
İnsanlar "İntihar bencilliktir" diye ahkam kesiyorlar. Pater gibi kariyer sahibi din adamları bir adım daha ileri giderek yaşayanlara korkakça bir saldırı çağrısında bulunuyorlar. Ahmaklar bu yanıltıcı cümleyi farklı nedenlerle savunuyorlar: suçlamalardan kaçınmak, izleyiciyi zihinsel yapısıyla etkilemek, öfkesini boşaltmak ya da sırf sempati duymak için gerekli acıdan yoksun olduğu için. Korkaklığın bununla hiçbir ilgisi yok; intihar büyük bir cesaret ister. Japonların doğru fikri var. Hayır, bencilce olan, sırf aileleri, dostları ve düşmanları biraz vicdan muhasebesinden kurtarmak için bir başkasının dayanılmaz bir varoluşa katlanmasını talep etmektir.
by {David Mitchell}
Polensiz ağaçlara böcekleri ve kuşları uzaklaştıracak şekilde gen dizilimi uygulandı; durgun hava böcek ilacı kokuyordu.
by {David Mitchell}
Görünüşte ilgisiz olayların rastgele bir dizisi.
by {David Mitchell}
'Depresyonda' olduğunu söylüyorsun ama benim gördüğüm tek şey dayanıklılık. Kendinizi berbat ve içten dışa doğru hissetmenize izin verilir. Bu kusurlu olduğunuz anlamına gelmez; sadece insan olduğunuz anlamına gelir.
by {David Mitchell}
Kitaplar gerçek bir kaçış sunmaz ama bir zihnin kendini kaşımasını engelleyebilirler.
by {David Mitchell}