Gerçek beni şaşırtmadı. Gerçek bu erken bir yükseltici ve sonunda uyanık olduğumda göz kamaştırıyordu.

(The truth didn't dawn on me. The truth is an early riser and when I finally blinked awake, it was glaring.)

by {Esther Schor}
(0 Yorumlar)

"Son Jdate'im" de yazar Esther Schor, hayattaki daha derin gerçekleri anlamakla birlikte gelen farkındalık anını yansıtıyor. Bu gerçeklerin genellikle parlak bir ışık gibi hissettiğini ve kaçındığı gerçeği aydınlattığını öne sürüyor. Farkındalığın kolay gelmeyebileceği ve nihayet tanındığında şaşırtıcı olabileceğini ima eder. Schor, kişinin deneyimlerine uyanmanın özünü ve onunla birlikte gelen bazen sert gerçekliği yakalar.

Bu içgözlem, gerçeğin kendisini güçlü bir şekilde sunduğu, derin bir uykudan uyanmaya benzediği inkar ve kabul arasındaki mücadeleyi vurgular. "Erken yükseltici" olarak hakikat metaforu, netliğin genellikle en az beklediğimiz bir anda geldiğini, dikkatimizi talep ettiğini ve bizi göz ardı ettiğimiz şeylerle yüzleşmeye zorladığını vurgular. Schor'un sözleri, koşullarını tam olarak kabul etme zorluğuyla karşılaşan herkesle yankılanıyor.

Stats

Kategoriler
Author
Votes
0
Page views
15
Güncelle
Ocak 23, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}
Öldüğünde huzur duymalısın mı? '' Barışın var, 'dedi yaşlı kadın,' Kendinle yaptığınızda.
by {Mitch Albom}
Hayatım sınırsız bir okyanusta bir damladan fazla değil. Ama okyanus çok sayıda damladan başka nedir ki?
by {David Mitchell}
'Depresyonda' olduğunu söylüyorsun ama benim gördüğüm tek şey dayanıklılık. Kendinizi berbat ve içten dışa doğru hissetmenize izin verilir. Bu kusurlu olduğunuz anlamına gelmez; sadece insan olduğunuz anlamına gelir.
by {David Mitchell}