"Kayıp Minnettarlık Sanatı" nda, düşünceli ve içgözlemli bir filozof olan Isabel Dalhousie, ahlak ve insan ilişkileri sorunları olan boğuşuyor. Önemli bir arsa noktası, şefkat temalarını ve günlük yaşamda ortaya çıkan etik ikilemleri vurgulayan bir veteriner ve yaralı bir kediyi içerir. Isabel'in durum hakkındaki yansımaları, minnettarlık ve insan etkileşimlerinin karmaşıklıkları hakkında daha derin soruları keşfetmesini ister.
Roman, karakterlerin ve birbirine bağlı hikayelerin zengin bir goblenini örterek nihayetinde nezaket ve anlayışın önemini vurguluyor. Isabel'in yolculuğu sayesinde okuyucular, minnettarlığın yaşamları ve ilişkileri nasıl dönüştürebileceğini, karşılaştığımız zorlukların ortasında bir topluluk duygusunu teşvik edebileceğini ve aidiyetini nasıl düşünmeye davet edilir.