Sonra her ay, her yıl geçtikçe, sanki sizin - bizim patlama - hafızanızın ince bir doku kağıdına kaplanmış gibiydi. ' … 'Sanki kendi geçmişime bir pencereden bakıyormuşum gibi hissettim ve şeffaf olmak yerine, nihayet geçene kadar görüşüm gittikçe daha opak hale geliyordu. Geçmiş olduğunu görmeye gelme zamanı.


(Then as each month, each year passed, it was as if the memory of you - of us… the explosion - were encased in a fine tissue-paper.' … 'I felt as if I were looking through a window to my own past, and instead of being transparent, my view was becoming more and more opaque, until eventually the time had passed. The time for coming to see you had passed.)

(0 Yorumlar)

Geçit, zamanın geçişine ve değerli bir ilişkinin solma anılarına yansır. Konuşmacı, aylar ve yıllar geçtikçe anılarının, neredeyse hassas kağıt mendil katmanlarına mühürlenmiş gibi daha az netleştiğini ifade ediyor. Bu metafor, hafızanın kırılganlığını ve zaman geçtikçe nasıl gizlenebileceğini gösterir.

Konuşmacı, geçmişle olan bağlantılarının kaydığını fark ettikleri için özlem duygusu hissediyor. Bir pencereden bakmanın görüntüleri, bu anıları tekrar gözden geçirme arzusunu ifade eder, ancak artan opaklık, zamanın yarattığı kaçınılmaz mesafeyi temsil eder. Nihayetinde, yeniden bağlanma anının geçtiğini, kayıp fırsatların melankolisini ve anımsamanın acı tatlı doğasını vurguladığını kabul ediyorlar.

Page views
22
Güncelle
Ocak 25, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.