Evrenin yapımında, burada, orada Tanrı ve aralarında sizler vardı. Tanrı yüzleşmek için çok korkutucu göründüğünde, önce size gelebilirdik. Patronun ofisinin dışındaki sekreterle arkadaş olmak gibiydi.

(There was, in the construction of the universe, us down here, God up there, and you in between. When God seemed too intimidating to face, we could first come to you. It was like befriending the secretary outside the boss's office.)

by {Mitch Albom}
(0 Yorumlar)

Mitch Albom'un "Küçük Bir İnanç Ol", insanlık ve İlahi Olan arasındaki ilişkiyi araştırarak şefaatçilerin rolünü vurgular. Yazar, bireyler Tanrı kavramı tarafından bunalmış veya korkmuş hissettiklerinde, genellikle daha yüksek bir otoriteye erişimi kolaylaştıran bir asistan gibi bir arabulucu aracılığıyla teselli aradıklarını ileri sürmektedir. Bu metafor, manevi yolculuklarda toplum ve kişisel bağlantıların önemini göstermektedir.

Anlatıda, bu çerçeve insanların inanç ve merhameti somutlaştıranlar aracılığıyla nasıl rahatlık ve rehberlik bulabileceklerini vurgular. Tıpkı birisi destek için bir sekretere yaklaşabilirse, bireyler kendileri ve Tanrı arasındaki boşluğu kapatmak için başkalarına güvenebilirler. Bu, kişisel zorluklarda gezinme ve manevi anlayış aramadaki ilişkilerin önemini vurgular.

Stats

Kategoriler
Author
Votes
0
Page views
22
Güncelle
Ocak 22, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Öldüğünde huzur duymalısın mı? '' Barışın var, 'dedi yaşlı kadın,' Kendinle yaptığınızda.
by {Mitch Albom}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}
Hayatım sınırsız bir okyanusta bir damladan fazla değil. Ama okyanus çok sayıda damladan başka nedir ki?
by {David Mitchell}
Ama aşk birçok biçim alır ve herhangi bir erkek ve kadın için aynı değildir. O zaman insanların buldukları belirli bir aşktır.
by {Mitch Albom}