Bu hayvanlar genetik olarak gerçek dünyada hayatta kalamayacak şekilde tasarlanmıştır. Sadece burada Jurassic Park'ta yaşayabilirler. Hiç özgür değiller. Onlar aslında bizim mahkumlar.
(These animals are genetically engineered to be unable to survive in the real world. They can only live here in Jurassic Park. They are not free at all. They are essentially our prisoners.)
Michael Crichton'un "Jurassic Parkı" nda, genetik olarak değiştirilmiş dinozorlar sadece parkın sınırları içinde gelişmek üzere tasarlanmıştır. Değişiklikleri, doğal yaşam alanlarında hayatta kalmalarını engelliyor ve onları kontrollü bir ortama bağlıyor. Bu tasarlanmış varlık, özgürlükleri ve refahları hakkında etik sorular ortaya çıkarır.
Bu yaratıklar, özgür ve vahşi bir durumda yaşamak yerine, insan inovasyonunun esirleri olarak var olurlar. Gerçek dünyaya uyum sağlayamamaları, varlıklarının insan gözetimi ile dikte edildiği, özerkliklerini sınırlandırdığı ve parkın sınırları içinde mahkum olarak tasvir ettiği rahatsız edici bir dinamiğin altını çiziyor.