Bu, kendini şımartma çağında nadiren bir tür sadakatti. Bu, felsefi meslektaşlarının öfkelendiği, ancak asla eşleşemediği türün eski moda bir erdemiydi.
(This was loyalty of a sort which was rare in an age of self-indulgence. It was an old-fashioned virtue of the type which her philosophical colleagues extolled but could never themselves match.)
Metin, ben merkezli davranışla karakterize edilen bir zamanda göze çarpan bir sadakat türünü tartışır. Özellikle acil memnuniyetin genellikle daha derin değerlere göre öncelikli olduğu çağdaş toplumda, giderek daha nadir görülen takdire şayan bir kalitesi yansıtmaktadır. Bu sadakat sadece filozoflar tarafından tartışılan bir kavram değildir; Kendi yaşamlarında sıklıkla somutlaşamadıkları bir erdemdir.
Özünde, pasaj teorik ilkeler ve bunların pratik uygulamaları arasındaki kontrastı vurgular. Felsefi tartışmalar sadakat gibi erdemleri ortaya çıkarsa da, asıl zorluk...