Bu eski yerlerin bu görüntüleri, geldiğiniz yerler asla tamamen kaybolmaz. Sizinle, o hafıza artıkları; Bu resimler, çocukluk odanızın penceresinden parladığında ve ışınlarında yüzen toz lekeleri yakaladığında güneşin nasıl göründüğüne dair bu resimler; uyku paspasınızın üstünde tavana nasıl baktığınız; bir teyzenin, bir büyükanne veya büyükbaba veya bir arkadaşın yüzleri; Bir zamanlar olan her şeyden, o zaman size ev sahipliği yapan ve belki de artık değil.

(Those images of those old places, the places you come from, never completely disappear. They remain with you, those scraps of memory; those pictures somewhere in your mind of how things were, of what the sun looked like when it shone through the window of your childhood room and caught floating specks of dust in its rays; of how you looked up at the ceiling above your sleeping mat; of the faces of an aunt or a grandparent or a friend; of all the things that once were, in that place that was home to you then, and perhaps are no longer.)

by {Alexander McCall Smith}
(0 Yorumlar)

Çocukluk evlerimizin anıları ve görüntüleri aklımızda kalıyor, kim olduğumuzu şekillendiriyor. Bunlar, bir pencereden nazik ışık filtrelemesi veya sevilen birinin yüzünün rahatlatıcı aşinası gibi belirli anların canlı hatırlamalarını içerir. Bu kalıntılar, artık aynı şekilde var olmasalar bile, bu yerlerin bizim için ne anlama geldiğinin özünü kapsayan geçmişimize bir bağlantı görevi görür.

Bu tür anılar, köklerimizi ve yolculuğumuzu şekillendiren deneyimleri hatırlatan kimliğimizin dokusuna dokunuyor. İster değerli bir çocukluk odası ister aile ve arkadaşların varlığı olsun, bu kalıcı izlenimler sıcaklık ve nostalji duygularını uyandırır. Kişisel tarihimizin önemini ve kökenlerimizle olan kalıcı bağlantıyı vurguluyorlar.

Stats

Kategoriler
Votes
0
Page views
179
Güncelle
Ocak 23, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Other quotes in The House of Unexpected Sisters

Daha Fazlasını Gör »

Other quotes in book quote

Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Taffy. Taffy hakkında düşünüyor. Şimdi dişlerini dışarı çıkaracağını düşünüyor, ama onunla yemek demek olursa, her neyse onu yiyecektir.
by {Mitch Albom}
Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Doğum ve ölüm arasında çok fazla can alıyoruz. Çocuk olmak için bir hayat. Yaşlanacak bir hayat. Gezmek, yerleşmek, aşık olmak, ebeveyn olmak, vaatlerimizi test etmek, ölümlerimizi gerçekleştirmek ve bazı şanslı durumlarda, bu farkındalıktan sonra bir şeyler yapmak için bir hayat.
by {Mitch Albom}
Sorun görünümünde gergin olma eğilimim var. Tehlike yaklaştıkça daha az gerginleşirim. Tehlike el altında olduğunda, şiddetli bir şekilde şişerim. Saldırganımla boğuşurken, korkmadan ve çok az yaralanma düşüncesiyle bitirmek için savaşıyorum.
by {Jean Sasson}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}