Her şeye rağmen, her şeye rağmen, Eddie yaşlı adamına özel olarak hayran kaldı, çünkü oğullar babalarına en kötü davranışla bile bayılacak. Bağlılığı böyle öğrenirler. Kendisini Tanrı'ya ya da bir kadına adamadan önce, bir çocuk kendini aptalca, hatta açıklamanın ötesinde bile babasına ayıracaktır.

(Through it all, despite it all, Eddie privately adored his old man, because sons will adore their fathers through even the worst behavior. It is how they learn devotion. Before he can devote himself to God or a woman, a boy will devote himself to his father, even foolishly, even beyond explanation.)

by {Mitch Albom}
(0 Yorumlar)

Eddie ve babası arasındaki ilişki karmaşıktır, babanın eksikliklerine rağmen devam eden derin, koşulsuz bir bağlılık ile işaretlenmiştir. Eddie, bir oğlunun sevgisinin en zorlu davranışlara bile nasıl dayanabileceğini göstererek babasına sessizce hayran kalır. Bu fenomen, bir oğlunun babasına bakmayı ve babasını genellikle nedenini tam olarak anlamadan gözden geçirmeyi öğrendiği insan ilişkilerinin temel bir yönünü vurgular. Bu erken bağlılık, olsun, ister Tanrı ya da önemli başkaları olsun, hayatta gelecekteki taahhütlerin zeminini koyar.

Babalar ve oğullar arasındaki bu güçlü bağlantı, ailevi bağlarla ilgili evrensel bir gerçeğin altını çiziyor. Çocuklukta öğrenilen derslerin, özellikle özveri ile ilgili olarak, bireylerin yaşamın ilerleyen dönemlerinde ilişkilere nasıl yaklaştıklarını şekillendirdiğini göstermektedir. Eddie'nin babasına yönelik değişmez sevgisi, köklü duygusal bağların ne kadar sıklığa dayanabileceğini ve ailelerdeki sevgi ve sadakatin karmaşıklığının bir kanıtı olarak hizmet edebileceğini gösteriyor.

Stats

Kategoriler
Author
Votes
0
Page views
81
Güncelle
Ocak 22, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Taffy. Taffy hakkında düşünüyor. Şimdi dişlerini dışarı çıkaracağını düşünüyor, ama onunla yemek demek olursa, her neyse onu yiyecektir.
by {Mitch Albom}
Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Doğum ve ölüm arasında çok fazla can alıyoruz. Çocuk olmak için bir hayat. Yaşlanacak bir hayat. Gezmek, yerleşmek, aşık olmak, ebeveyn olmak, vaatlerimizi test etmek, ölümlerimizi gerçekleştirmek ve bazı şanslı durumlarda, bu farkındalıktan sonra bir şeyler yapmak için bir hayat.
by {Mitch Albom}
Sorun görünümünde gergin olma eğilimim var. Tehlike yaklaştıkça daha az gerginleşirim. Tehlike el altında olduğunda, şiddetli bir şekilde şişerim. Saldırganımla boğuşurken, korkmadan ve çok az yaralanma düşüncesiyle bitirmek için savaşıyorum.
by {Jean Sasson}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}