Onları doğuran yumuşak dürtülere sertleştirilmiş yollarımızın altına gidebiliriz. İnatçılığımızın kemiğini kırmak yerine, duyulmamış hissimizin kemik iliğini besleyebiliriz. Korkumuzun kemiğini kırmak yerine, güvensiz hissetmemizin kanını temizleyebiliriz. Yara izlerini dünyada incinmekten saymak yerine, güvenimizi alıkoymaya başladığımız ruhumuzdaki noktayı bulabilir ve yeniden ele geçirebiliriz.
(we can go below our hardened ways to the soft impulses that birth them. Instead of breaking the bone of our stubbornness, we can nourish the marrow of our feeling unheard. Instead of breaking the bone of our fear, we can cleanse the blood of our feeling unsafe. Instead of counting the scars from being hurt in the world, we can find and re-kiss the very spot in our soul where we began to withhold our trust.)
Kişisel gelişim ve anlayış arayışında, genellikle katı alışkanlıklarımız ve savunmalarımızla karşı karşıya kalırız. Bu engelleri agresif bir şekilde sökmek yerine, onlara yol açan duygusal akımları inceleme seçeneğimiz var. Daha yumuşak dürtülerimizi benimseyerek, duyulmamış veya güvensiz olma duygularımızı iyileşme fırsatlarına dönüştürebiliriz. Bu yaklaşım, sadece geçmiş zorlukların bıraktığı yara izlerini saymak yerine güvenlik açıklarımızı kabul ettiğimiz besleyici bir atmosfer teşvik eder.
Mark Nepo, en içteki benliklerimizle yeniden bağlantı kurmanın önemini vurgular. Bizi şekillendiren acıyı sabitlemek yerine, güvenimiz ve masumiyetimizin çekirdeğini tekrar gözden geçirebiliriz. Bu yolculuk, yaşam deneyimleri nedeniyle kapalı olan yerleri sevmeyi ve canlandırmayı içerir. Bunu yaparak, duygularımızın daha derin bir şekilde anlaşılmasına ve doğuştan gelen güvenme yeteneğimizin yeniden uyanmasına izin veriyoruz, sonuçta daha otantik ve tatmin edici bir varlığa yol açıyoruz.