Hatırlamayı reddetmiyoruz; Hatırlamayı da tam olarak işe yaramaz bulmuyoruz. Aksine, hatırlamaya uygun değil. Çünkü hatırlamak nostaljiden daha fazlası olacaksa, bağlamsal bir temel gerektirir-bir teori, bir vizyon, bir metafor
(We do not refuse to remember; neither do we find it exactly useless to remember. Rather, we are being rendered unfit to remember. For if remembering is to be something more than nostalgia, it requires a contextual basis-a theory, a vision, a metaphor)
Neil Postman, "Kendimizi Ölümle Eğlendirmek" adlı kitabında çağdaş toplumda hafızanın karmaşıklıklarını tartışıyor. İnsanlar hatırlama eylemini açıkça reddetmese de, geçmişle anlamlı bir şekilde etkileşime girmeyi giderek zorlaştıran zorluklarla karşılaştıklarını ileri sürüyor. Bu mücadele, anılarda alaka düzeyi ve bağlam bulamamından kaynaklanıyor ve tarihsel olaylarla yüzeysel bir katılım sağlıyor.
Postman, belleğin sadece nostaljiyi aşması için, yol gösterici bir teori veya metafor gibi sağlam bir temele ihtiyacı olduğunu vurgular. Bu bağlamsal ankrajlar olmadan, hatırlamalarımız önemsiz hale gelme riski ve geçmişten öğrenme kapasitesi azalır. Bu nedenle, hatırlama eylemi, dünya hakkındaki anlayışımızı şekillendirmedeki önemini korumak için yeniden tanımlanmalı ve yeniden bağlamsallaştırılmalıdır.