Bir Napolyon'a ihtiyacımız var. Bir İskender. Sonunda Napolyon'un kaybetmesi ve İskender'in alevler içinde kalıp genç yaşta ölmesi dışında. Bir Julius Caesar'a ihtiyacımız var ama kendisi diktatör oldu ve bunun için öldü.
(We need a Napoleon. An Alexander. Except that Napoleon lost in the end, and Alexander flamed out and died young. We need a Julius Caesar, except that he made himself a dictator, and died for it.)
Orson Scott Card'ın "Ender's Game" adlı eserinde karakterler, Napolyon, Büyük İskender ve Julius Caesar gibi tarihi şahsiyetlerin niteliklerini bünyesinde barındıran güçlü bir lidere duyulan ihtiyacı tartışıyor. Bu figürler hırsı ve askeri dehayı simgelemektedir, ancak her biri çöküşle veya trajik sonlarla karşı karşıya kalmıştır. Liderlik tarzları, gücün maliyeti ve kontrolsüz otoritenin potansiyel sonuçları hakkında soruları gündeme getiriyor.
Sonuçta bu duygu, böyle bir güce eşlik edebilecek tuzakların farkına varırken, dönüştürücü liderlik arzusunu da yansıtıyor. Metin, zafer arayışının yalnızca zafere değil, aynı zamanda kaçınılmaz başarısızlığa veya ölüme de yol açabileceği, liderliğin doğası üzerine daha derin bir düşünceye yol açabileceği büyüklüğün karmaşıklıklarını vurguluyor.