Tanrı'nın gözlerine bakacağız ve her zaman görmeyi özlediğimizi göreceğiz: bizi kendi zevkine yönlendiren kişi. Tanrı'yı görmek, her şeyi ilk kez görmek gibi olacaktır. Neden? Çünkü sadece Tanrı'yı görmekle kalmayacağız, o da her şeyi, diğer insanları, kendimiz ve dünyevi yaşamlarımızın olaylarını gördüğümüz lens olacak.
(We will look into God's eyes and see what we've always longed to see: the person who made us for his own good pleasure. Seeing God will be like seeing everything else for the first time. Why? Because not only will we see God, he will be the lens through which we see everything else-other people, ourselves, and the events of our earthly lives.)
Randy Alcorn'un "50 Gün Of Cennet" te yazar, Tanrı ile karşılaşmanın derin deneyimini ifade ederek bu anın en derin arzularımızı yerine getireceğini öne sürüyor. Tanrı'nın gözlerine bakmak, yaratıcıımızı bildiğimiz her şeyi anlayışımızı dönüştürecek şekilde ortaya çıkaracaktır. Tüm dünyevi deneyimleri aşan bir netlik ve tatmin vaadidir.
Alcorn, Tanrı'yı görmenin sadece anıtsal bir manevi uyanış değil, aynı zamanda algılamada çok önemli bir değişim olacağını vurgular. Tanrı, kendimizi, başkalarını ve hayatımızın olaylarını nasıl gördüğümüzü değiştirerek bir lens olarak hizmet edecektir. Bu perspektif, bizi ilahi amaca ve anlamla bağlayarak gerçeklik anlayışımızı sonsuza dek değiştirecektir.