Çelişkili dürtülerle güreşiyoruz. Hıristiyanlık, Şeytan'ın bizi kötülükle çektiğine inanıyor. Hindular kötülüğü hayatın dengesine bir meydan okuma olarak görürler. Yahudilik, bir insanın iki savaşan ruh olarak kötü eğilimi karşısında doğru eğilimi ifade eder; Kötü ruh ilk başta bir örümcek ağı kadar dayanıksız olabilir, ancak büyümesine izin verilirse, bir araba ipi olarak kalınlaşır.
(we wrestle with conflicting urges. Christianity believes Satan tempts us with evil. Hindus see evil as a challenge to life's balance. Judaism refers to a man's righteous inclination versus his evil inclination as two warring spirits; the evil spirit can, at first, be as flimsy as a cobweb, but if allowed to grow, it becomes thick as a cart rope.)
Çeşitli dini geleneklerde, iyi ve kötülük arasındaki iç mücadeleyi yansıtan ortak bir tema vardır. Hıristiyanlık, bu güreşi bireyleri yanlış yapmaya teşvik eden Şeytan'ın cazibesine bağlar. Buna karşılık, Hinduizm kötülüğü yaşam dengesini test eden ve sürdüren bir zorluk olarak görür. Bu perspektif, inananları manevi yolculuklarının bir parçası olarak bu tür zorluklarla yüzleşmeye ve gezinmeye teşvik eder.
Yahudilik, bir birey içindeki iki karşıt eğilim kavramı ile benzersiz bir fikir sunar: Doğru ve Kötülük. Bu fikir, kötü eğimin sadece bir örümcek ağı gibi zayıf başlayabileceğini vurgular, ancak kontrolsüz bırakılırsa, daha güçlü büyüyebilir, kalın bir ipe benzer şekilde zorlu bir güç haline gelebilir. Bu dinamik, her bir kişinin yönetmesi gereken hassas dengeyi göstermektedir ve kişisel şeytanların üstesinden gelmede öz farkındalığın önemini vurgular.