Michael Lewis’in "The Big Short" kitabında, 2008 mali krizinin inceliklerini araştırıyor, finans endüstrisindeki açgözlülük ve yolsuzluk üzerine ışık tutuyor. Anlatı, konut piyasasının çöküşünü öngören ve yaklaşmakta olan felaketten kâr etmek için önemli finansal riskler alan birkaç yatırımcıyı takip ediyor. Bu hikayeler sayesinde Lewis, finansal kurumlar arasındaki sistemik sorunların ve pervasız davranışların nihayetinde yaygın ekonomik kargaşaya nasıl yol açtığını göstermektedir.
“Muhafazakar bir Cumhuriyetçi olduğunuzda, insanların diğer insanları sökerek asla para kazandıklarını düşünmezsiniz”, kapitalist sistemdeki sömürü potansiyelini küçümseyen bazı siyasi çevrelerde sıklıkla bulunan bir zihniyeti yansıtır. Lewis, finansal aktörlerin kazançları için yapıları nasıl manipüle ettiği ve finansal açgözlülük gerçekliğinin pazarların her zaman adil bir şekilde çalıştığı inancıyla çeliştiğini vurgulayarak bu perspektifi eleştiriyor. Bu gerilim, finans sektörüne gömülü ahlaki tehlikeleri eve götürür.