Dünyanın uçlarına gidebilirsiniz ve aşk sizi hala orada takip eder. Bir yer ya da anı değil, oh hayır. Aşk içinizde bir şey, sadece sizin hissedebileceğiniz bir şeydir, çünkü sevginiz senindir. Asla geride bırakmayacaksın. Kroslara gidebilir, okyanuslar arası veya aya ve bu sevgiye seyahat edebilir misiniz? Hala orada olacak, kalbinizin karanlık bir köşesine sıkışmış olacak, sadece bunu kabul etmenizi bekliyor.
(You could go to the ends of the Earth and love would still follow you there. It's not a place or a memory, oh no. Love is something inside you, something that only you can feel, because your love is yours. You'll never leave it behind. You could go cross-country, cross oceans or travel to the moon and that love? It'll still be there, tucked away in a dark corner of your heart just waiting for you to acknowledge it.)
Sevginin özü herhangi bir yer veya hafıza ile bağlı değildir; Her bireyin içinde bulunur. Dünyayı geçseniz veya uzak göksel bedenlere ulaşsanız bile, taşıdığınız aşk sizin bir parçası olmaya devam ediyor. Seyahat eden mesafe ne olursa olsun, sizinle birlikte kalan benzersiz bir duygu. Bu derin bağlantı, sevginin fiziksel ayrılıktan bağımsız olarak her zaman erişilebilir olan kimliğinin ayrılmaz bir parçası olduğunu göstermektedir.
Emma Hart'ın "Oyun Serisi Komple Koleksiyonu" nda belirtildiği gibi, Love, nereye giderseniz gidin sizi takip eden sürekli bir arkadaştır. Kalbinizin derinliklerinde yer alan, sabırla tanınmanızı bekliyor. Bu duygu, sevginin sadece dışsal bir deneyim değil, zaman ve mekanda devam eden, onay ve takdir davet eden iç bir hazine olduğunu vurgular.