Claire Messud'un "Üst kattaki kadın", Massachusetts, Cambridge'de yaşayan başarılı ama takdir edilmeyen bir sanatçı ve öğretmen olan Nora Eldridge'in hayatına giriyor. Nora’nın anlatısı, sanatsal hırsları ve toplumunun getirdiği sınırlarla, arzu, kimlik ve kadın dostluklarının karmaşıklıklarıyla boğuşarak hayal kırıklıklarını ortaya koyuyor. Karizmatik bir aile ile arkadaş olduğunda hayatı önemli bir dönüş yapar ve kendisi ve ilişkileri algısına meydan okuyan vahiylere yol açar.
Hikaye, bir öğretmen, arkadaş ve sanatçı olarak rollerini dengelerken Nora'nın karakterinin ikilikini karmaşık bir şekilde araştırıyor. Aile ile oluşturduğu dostluklar şiddetli bir içgözlem katalize ederek onu bastırılmış istekleri ve gizli kızgınlıklarıyla yüzleşmeye zorlar. Bu duygusal kargaşa, kişisel bağlantıların hem ilhamı hem de çatışmayı nasıl kışkırtabileceğini ve sonuçta Nora'nın kimliğini ve hırslarını yeniden şekillendirebileceğini gösteren anlatıyı yönlendirir.
Messud'un yazı stili yansıtıcı ve sürükleyicidir, okuyuculara Nora'nın derin bir psikolojik portresi sunar. Deneyimleriyle "Üst kattaki kadın" cinsiyet ve sanatsal ifade ile ilgili daha geniş toplumsal konuları ele alıyor. Kadınların tutkularının peşinde koştukları fedakarlıklar ve genellikle gerçek benliklerini bastıran toplumsal beklentiler hakkında sorular ortaya çıkarır. Roman, genellikle kadın seslerine bakan bir dünyada sanat, yaşam ve anlam arayışı arasındaki kavşakların derin bir incelemesidir.