Asit kültürünün temel eski-mestik yanılgısını hiç anlamayan başarısız arayanlar, başarısız arayanlar: tünelin sonunda bu ışığı yönelttiği umutsuz varsayım. Bu, Katolik Kilisesi'nin yüzyıllardır devam etmesini sağlayan aynı zalim ve paradoksal olarak hayırsever saçmalık. Aynı zamanda askeri etiktir… bazı yüksek ve daha akıllı otoritelere kör bir inanç. Papa, General, Başbakan… Tanrı'ya kadar.
(a generation of permanent cripples, failed seekers, who never understood the essential old-mystic fallacy of the Acid Culture: the desperate assumption that somebody-or at least some force-is tending that Light at the end of the tunnel. This is the same cruel and paradoxically benevolent bullshit that has kept the Catholic Church going for so many centuries. It is also the military ethic … a blind faith in some higher and wiser authority. The Pope, The General, The Prime Minister … all the way up to God.)
Hunter S. Thompson'un "Las Vegas'ta Korku ve Nefes" de, hayal kırıklığı ve başarısızlık duygusundan rahatsız olan bir nesli eleştirir ve onlara "kalıcı sakatlar" ve "başarısız arayanlar" olarak atıfta bulunur. Dış rehberlik ya da onları 'asit kültürüne' dayanan yanlış yönlendirilmiş bir inanç olarak gördüğü aydınlatmaya veya kurtuluşa götürecek bir rehberlik umuduyla naifliklerini vurgular. Bu, birisinin veya bir şeyin onları izlediğine dair bir güvence arzusunu yansıtır ve örgütlü inanç sistemlerinin merkezi kavramlarını taklit eder.
Thompson, bu manevi arama ile Katolik Kilisesi ve askeri hiyerarşisi gibi yerleşik kurumlar arasında paralellikler çiziyor, burada bireylerin laik ya da ilahi olsun yetkililere inanç yerleştiriyor. Bu kör inancın, bu figürlerin somutlaştığı kontrol ve bilgelik yanılsamasını sürdürdüğünü savunuyor. Thompson, bu zihniyete meydan okuyarak, hem toplumsal normların hem de öngörülemeyen bir dünyada doğal insanın yönlendirmesinin bir eleştirisini göstererek, daha yüksek güçlere güvenmenin tehlikelerini ortaya koyuyor.