Hayatta olduğumuz garip bir zaman. İstediğimiz her yere, diğer gezegenlere bile seyahat edebiliriz. Ve ne için? Gün geçtikçe oturmak, moral ve umut içinde azalmak.
(A weird time in which we are alive. We can travel anywhere we want, even to other planets. And for what? To sit day after day, declining in morale and hope.)
İnanılmaz teknolojik gelişmelerle karakterize edilen bir dönemde, dünya çapında ve hatta diğer gezegenlere seyahat etme yeteneği, insanlar arasındaki artan hayal kırıklığı duygusunun aksine duruyor. Bu ayrıcalıklara rağmen, birçok kişi kendilerini azaltma motivasyon ve iyimserlik döngüsünde sıkışmış bulur. Alıntı, bir fırsat çağında insanların genellikle bağlantısı kesildiğini ve kaybolduğunun ironisini vurgular.
Philip K. Dick'in "Yüksek Kale Adamı", okuyucuları umutsuzlukla gölgede bırakılan potansiyel ile dolu bir zamanda varoluşun karmaşıklıkları üzerinde düşünmeye davet ediyor. Dikkat çekici özelliklere ulaşsak bile, karşılaştığımız duygusal ve psikolojik zorlukların amaç ve yerine getirme duygumuzu zayıflatabileceğini düşündürmektedir. Bu yan yana, gelişmelerimizin gerçek değeri ve insanlığımızın özü hakkında sorular ortaya çıkarır.