Tarihin kurbanları değil ajanları olmak istiyorlar. Tanrı'nın gücüyle özdeşleşirler ve tanrısal olduklarına inanırlar. Bu onların temel deliliği. Bazı Archtype tarafından aşılırlar; Egosları psikotik olarak genişledi, böylece nereden başladıklarını ve Tanrı'nın ayrıldıklarını söyleyemiyorlar. Gurur değil kibir değil; Ego'nun ibadet eden ve ibadet edilen arasındaki nihai karışıklığına enflasyonudur. İnsan Tanrı'yı ​​yemedi; Tanrı insanı yedi.

(They want to be the agents, not the victims, of history. They identify with God's power and believe they are godlike. That is their basic madness. They are overcome by some archtype; their egos have expanded psychotically so that they cannot tell where they begin and the godhead leaves off. It is not hubris, not pride; it is inflation of the ego to its ultimate - confusion between him who worships and that which is worshipped. Man has not eaten God; God has eaten man.)

by {Philip K. Dick}
(0 Yorumlar)

Philip K. Dick'in "Yüksek Kale Adamı" nın bu pasajında, karakterler tarihi olayların pasif kurbanları olmaktan ziyade kaderini kontrol etme arzusunu ifade ediyor. Derin bir psikolojik bozulma öneren ilahi nitelikleri somutlaştırmayı arzuluyorlar. Bu ezici güç duygusu, bireylerin kendilerini ilahi olandan ayırt etmek için mücadele ettikleri kimliklerin birleşmesine yol açar. Bu kargaşa, aşırı ego enflasyonunun tehlikelerinin daha geniş bir temasını ve kişinin benlik duygusunu kaybetmenin sonuçlarını yansıtır.

Bu kavram, tanrısal olma arzusunun gerçeği çarpıttığı daha derin bir delilikten kaynaklanmaktadır. Karakterlerin şişirilmiş egoları, ibadet eden ve ibadet nesnesi arasındaki çizgileri bulanıklaştırarak ilahi ve insanlığın doğası hakkında temel bir karışıklığa katkıda bulunur. "Tanrı insanı yedi" metaforu, bu takıntının iktidarla yıkıcı yolunu gösterir ve ajans arayışının kendini kaybına yol açtığı rahatsız edici bir ters çevirmeyi vurgular. Bu tür bir kopukluğun gerçeklikten kopukluğunun varoluşsal sonuçlarından bahsediyor.

Stats

Kategoriler
Votes
0
Page views
19
Güncelle
Ocak 24, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Taffy. Taffy hakkında düşünüyor. Şimdi dişlerini dışarı çıkaracağını düşünüyor, ama onunla yemek demek olursa, her neyse onu yiyecektir.
by {Mitch Albom}
Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Doğum ve ölüm arasında çok fazla can alıyoruz. Çocuk olmak için bir hayat. Yaşlanacak bir hayat. Gezmek, yerleşmek, aşık olmak, ebeveyn olmak, vaatlerimizi test etmek, ölümlerimizi gerçekleştirmek ve bazı şanslı durumlarda, bu farkındalıktan sonra bir şeyler yapmak için bir hayat.
by {Mitch Albom}
Sorun görünümünde gergin olma eğilimim var. Tehlike yaklaştıkça daha az gerginleşirim. Tehlike el altında olduğunda, şiddetli bir şekilde şişerim. Saldırganımla boğuşurken, korkmadan ve çok az yaralanma düşüncesiyle bitirmek için savaşıyorum.
by {Jean Sasson}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}