Sonuçta, Anne bir keresinde Marilla'ya şöyle demişti: Bence en güzel ve en tatlı günler, çok muhteşem, harika ya da heyecan verici şeylerin yaşandığı günler değil, sadece basit küçük zevkler getiren, ipten kayıp inciler gibi birbirini yavaşça takip eden günlerdir. ~ Anne, Avonlea'lı Anne, Bölüm. 19
(Afterall, Anne had said to Marilla once, I believe the nicest and sweetest days are not those on which anything very splendid or wonderful or exciting happens, but just those that bring simple little pleasures, following one another softly, like pearls slipping off a string. ~ Anne, Anne of Avonlea, Chap. 19)
Anne of Avonlea'dan alınan bu alıntının özü, gerçek mutluluğun mutlaka büyük veya olağanüstü olaylardan gelmediğini vurguluyor. Bunun yerine Anne, en keyifli günlerin basit, küçük zevklerden oluştuğunu öne sürüyor. Bu anlar, muhteşem olmasa da, yumuşak ve güzel bir şekilde bir araya geliyor, tıpkı bir ipten kayıp giden inciler gibi, günlük yaşamın harika bir duvar halısını yaratıyor.
Bu bakış açısı okuyucuları hayattaki daha sessiz, daha sıradan anları takdir etmeye, onları değerli ve tatmin edici olarak kabul etmeye teşvik eder. Bize mutluluğun çoğu zaman basitlikte bulunabileceğini ve bu küçük sevinçlerin birikiminin muazzam bir tatmin getirebileceğini hatırlatarak sıradan deneyimlerin güzelliğini kutlar.