Yaşlanma ve kanıtları hayatın en öngörülebilir olayları olmaya devam ediyor, ancak aynı zamanda sözü edilen, keşfedilmemiş olarak bırakmayı tercih ettiğimiz konularda da kalıyorlar:
(Aging and its evidence remain life's most predictable events, yet they also remain matters we prefer to leave unmentioned, unexplored:)
Yaşlanma, beraberinde herkesin karşılaşacağı çeşitli işaretler ve değişiklikler getiren hayatın kaçınılmaz bir parçasıdır. Kesinliğine rağmen, insanlar genellikle yaşlanma ve onunla birlikte gelen karmaşıklıklar hakkında tartışmalardan veya tartışmayı önlemeyi seçerler. Bu kaçınma, kırılganlıktan ve yaşlanmanın artmasıyla ilişkili duygusal ağırlıktan rahatsız olan bir rahatsızlıktan kaynaklanabilir.
"Blue Nights" adlı kitabında Joan Didion, varoluşun öngörülebilir bir yönü olsa da, toplumun ona açıkça hitap etmekten çekinme eğiliminde olduğunu vurgulayarak yaşlanmanın gerçeklerini yansıtıyor. Konuyu görmezden gelme eğilimi, yaşlanmanın getirdiği deneyimler ve zorluklar hakkında anlamlı konuşmaları önleyebilir ve birçok kişinin yaşamın bu aşamasında sessizce gezinmesini sağlayabilir.