Ve eğer bu dağların gözleri olsaydı, çitlerinde iki yabancı bulmak için uyanırlardı, kırmızı bir nefes alırken hayranlık içinde dururlardı. Anlatılmamış gün batımlarını gören bu dağlar, gök gürültüsü övmek için uzun sürer ama saygılı, sessiz durur, böylece insanın zayıf övgüsü Tanrı'nın dikkat edilmesi gerekir.
(And if these mountains had eyes, they would wake to find two strangers in their fences, standing in admiration as a breathing red pours its tinge upon earth's shore. These mountains, which have seen untold sunrises, long to thunder praise but stand reverent, silent so that man's weak praise should be given God's attention.)
Donald Miller'ın "Boyalı Çöller Yoluyla", yazar doğanın ihtişamı, özellikle dağlar ve yaratılışın güzelliğine sessiz tanıkları üzerinde yansır. Görüntüler, iki yabancının gün batımının canlı kırmızı tonlarıyla çevrili huşu içinde durduğu bir sahne çağrıştırıyor. Bu hayranlık anı, insanlık ve doğal dünya arasındaki derin bağlantıyı vurgular ve en muhteşem manzaraların bile alçakgönüllü olduğunu vurgular, sessiz ve saygılı kalmayı seçer.
Miller, sayısız gün doğumu yaşayan bu dağların haklı övgülerini hak ettiğini öne sürüyor. Bununla birlikte,...