Kurt Vonnegut, kütüphanecileri, kitapları yasaklama çabalarına direnerek demokrasiyi savunma taahhüdünden ötürü alkışlıyor. Fiziksel güçten veya politik güçten yoksun olan bu bireylerin entelektüel özgürlüğü korumada önemli bir rol oynadıklarını vurgulamaktadır. Kütüphaneciler, tartışmalı kitapları ödünç alanların kimliklerini açıklamayı reddederek, toplumdaki özgür düşünce ve ifade değerlerini destekliyorlar.
Vonnegut, Amerika'nın özünü yansıtır ve Beyaz Saray veya Kongre gibi en yüksek güç kurumlarında değil, topluluğa hizmet eden kütüphanecilerin günlük eylemlerinde bulunduğunu öne sürer. Amerika'nın gerçek ruhunun, bilgiye ve farklı fikirlere erişimin hayati kaldığı bu kamusal alanlarda devam ettiğine inanıyor.