Koşarken her şeyi ve her şeyi düşünüyordu; yaşadığı hayat, çocuklar, zihninde donmuş zaman kesitleri: bir ara sokakta vurulduğu an ve onu vuran adamın flaşı. onu vurmuştum; yeni doğmuş bir kızın ilk görüşü; Annesinin yüzü, elinde sabah erkenden bir dilim kızarmış ekmekle huysuz, görüntüsü zihninde yirmi beş yıl önce, öldüğü günkü kadar netti... Hepsi hafızasının duvarında asılı duran portreler, manzaralar, siyah beyaz gecede renk parıltıları gibi belirdi.

(As he ran, he thought about everything and anything, about the life he'd led, the children, the snatches of time frozen in his mind: a moment when he'd gotten shot in an alley, and the flash of the man who'd shot him; the first sight of a newborn daughter; his mother's face, crabby with an early morning slice of toast in her hand, her image as clear in his mind as it had been twenty-five years earlier, on the day she died…. They all came up like portraits and landscapes hanging on the wall of his memory, flashes of color in the black-and-white night.)

by {John Sandford}
(0 Yorumlar)

Kahraman koşarken düşünceleri geçmişindeki olaylar etrafında dönerek hayatını şekillendiren önemli anları yansıtıyor. Bir ara sokakta vurulmanın tüyler ürpertici deneyimi ve saldırganın anlık görüntüsü gibi canlı anıları hatırlıyor. Tarihin bu anlık görüntüleri hem travmayı hem de sevinci hatırlatıyor ve ona ilham veren ve aklından çıkmayan deneyimlerden oluşan zengin bir doku yaratıyor.

Bu anılar arasında umudu ve yeni başlangıçları temsil eden yeni doğan kızının görüntüsü öne çıkıyor. Aynı zamanda annesini de düşünüyor, onun imajı zihnine kazınmış, kaybının üzüntüsüne rağmen aile sıcaklığını temsil ediyor. İster neşeli ister acı verici olsun her anı, kimliğine derinlik katıyor ve zamanın katı arka planında yaşam yolculuğunu aydınlatıyor.

Stats

Kategoriler
Votes
0
Page views
244
Güncelle
Ocak 21, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Taffy. Taffy hakkında düşünüyor. Şimdi dişlerini dışarı çıkaracağını düşünüyor, ama onunla yemek demek olursa, her neyse onu yiyecektir.
by {Mitch Albom}
Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Doğum ve ölüm arasında çok fazla can alıyoruz. Çocuk olmak için bir hayat. Yaşlanacak bir hayat. Gezmek, yerleşmek, aşık olmak, ebeveyn olmak, vaatlerimizi test etmek, ölümlerimizi gerçekleştirmek ve bazı şanslı durumlarda, bu farkındalıktan sonra bir şeyler yapmak için bir hayat.
by {Mitch Albom}
Sorun görünümünde gergin olma eğilimim var. Tehlike yaklaştıkça daha az gerginleşirim. Tehlike el altında olduğunda, şiddetli bir şekilde şişerim. Saldırganımla boğuşurken, korkmadan ve çok az yaralanma düşüncesiyle bitirmek için savaşıyorum.
by {Jean Sasson}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}