"Çikolata gibi su gibi", Laura Esquivel yiyeceklerin önemini ve hayatımızda yemek yeme eylemini vurgular. İfade, herkesin, farkında olmadıkları veya iyi olmadıkları sürece, yiyecek yoluyla kendini beslemenin önemini tanıması ve takdir etmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Yemek, sadece bir zorunluluk olarak değil, tüm dikkatimizi ve takdirimizi hak eden hayati bir deneyim olarak tasvir edilir.
Bu perspektif, yiyeceklerin duygular, kültür ve kişisel bağlantılarla iç içe olduğunu düşündürmektedir. Ne yediğimizin önemini kabul ederek, hayatımızı zenginleştiren gelenekler ve ilişkilerle ilgileniyoruz. Yiyecekler sadece besin değildir; Refahımızı derinden etkileyen bir sevinç ve bağlantı kaynağı olabilir.