-Ben beni, Pedro. Onu incittim mi? -onu incittiğim kadar değil, sana amacımı söyleyeyim ... -Sizden herhangi bir açıklama istemedim. -Size birkaç kelimeye hitap etmeme izin vermeniz gerekiyor ... -Bir kez yaptım ve bir yalan olduğu ortaya çıktı, artık duymak istemiyorum ...

(-Forgive me, Pedro. Did I hurt him? -Not as much as I have hurt her, let me tell you that my purpose... -I have not asked you for any explanation. -It is necessary that you allow me to address you a few words... -I did it once and it turned out to be a lie, I don't want to hear it anymore...)

by {Laura Esquivel}
(0 Yorumlar)

Bu değişimde, bir karakter, bir başkasına acıya neden olduğu için pişmanlık duyar, suçluluk ve endişe duygusunu vurgular. Bu arada, başka bir karakter kendi haksızlıklarını ve verdikleri acılarını kabul ederek daha derin bir duygusal çatışma olduğunu düşünür. Bu konuşma, dürüstlük ve ilişkilerinin karmaşıklıklarıyla mücadeleyi gösterir.

Bu diyalog boyunca, anlayış arzusu ile acı verici gerçeklerle yüzleşme isteksizliği arasında bir gerilim vardır. Bir karakter kendilerini açıklamaya çalışır, ancak diğeri, aldatma ve hayal kırıklığı ile dolu bir geçmişe işaret ederek dirençlidir. Bu, daha geniş sevgi, ihanet ve insan ilişkilerindeki iletişimin zorluğunu göstermektedir.

Stats

Kategoriler
Votes
0
Page views
14
Güncelle
Ocak 23, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Öldüğünde huzur duymalısın mı? '' Barışın var, 'dedi yaşlı kadın,' Kendinle yaptığınızda.
by {Mitch Albom}
Hayatım sınırsız bir okyanusta bir damladan fazla değil. Ama okyanus çok sayıda damladan başka nedir ki?
by {David Mitchell}
'Depresyonda' olduğunu söylüyorsun ama benim gördüğüm tek şey dayanıklılık. Kendinizi berbat ve içten dışa doğru hissetmenize izin verilir. Bu kusurlu olduğunuz anlamına gelmez; sadece insan olduğunuz anlamına gelir.
by {David Mitchell}