"Çikolata gibi su gibi", bir karakter israfa gitmesine izin vermek yerine biraz ipliği yeniden kullanmayı seçer. Duygularının üstesinden gelerek, üzüntüsünü bir yorgan yaratmaya yönlendirerek çılgın bir dokuma sürecine girer. Bu eylem, hem kederinin bir ifadesi hem de acılarından bir dikkat dağıtıcıdır.
Çabalarına ve yorgandaki derin duygusal yatırıma rağmen, nihayetinde aradığı sıcaklığı ve konforu sağlayamıyor. Yorgan, hayatı boyunca asılı olan duygusal soğukluğu hafifletmez ve derin oturmuş gönül yarası üzerinde yamaya çalışmanın boşluğunu göstermez. Başparılaşma mücadelesi, anlatıdaki sevgi, kayıp ve özlemin karmaşık etkileşimini yansıtan çözülmemiş olmaya devam ediyor.