Philip K. Dick'in "Yüksek Kaledeki Adam" da, bir karakter şakacı bir şekilde, dünyalarında tarihin ağırlığını hissedip hissedemeyeceğini, ortamlarının önemini yansıtan soruyor. Bu an, alternatif tarihlerin temalarını ve koşulların bireylerin gerçeklik algıları üzerindeki etkisini vurgulamaktadır. Dick'in romanı, tarihin kimliği, kültürü ve toplumu nasıl şekillendirdiğini araştırıyor ve okuyucuları tanıdıkları bir dünyanın etkilerini düşünmeye davet ediyor.
Yazarın anlatısı, tarih anlayışımızın karmaşık ve çok yönlü olduğunu düşündüren kader ve gerçekliğin doğası hakkında sorular ortaya çıkarır. Tarihsel gerçek ve kişisel deneyim arasındaki etkileşim, karakterlerin yolculuklarının merkezinde yer alır ve okuyucunun tarihin yaşamlarını ve seçimlerini nasıl etkilediğini düşündürür. Bu diyalog sayesinde Dick, şimdiki zaman hakkındaki anlayışımızı şekillendirmede tarihsel bağlamın öneminin incelenmesini ister.