Laura Esquivel'in "Çikolata gibi Su" da, yazar sevginin esnekliğini göstermek için sayısız geceye dayanan bir yıldız metaforu kullanıyor. Bu yıldızlar, ezici duygular tarafından tüketilmeye karşı dikkatli olma ihtiyacını gösteren romantik ilişkilerin karmaşıklıklarında gezinen bireyleri temsil eder. Ateşli ışınlar atan sevenlerin görüntüleri, aydınlatabilecek veya zarar verebilecek tutku ve arzunun yoğunluğunu önerir.
Yıldızların hayatta kalması, bu tutkulu güçlerden uzak durma yeteneklerine bağlı olarak, kendini sevginin potansiyel yıkıcı doğasından korumadaki bilgeliği vurgular. Esquivel'in anlatısındaki sevgiyi keşfetmesi, tutkuyu kucaklamak ve kişinin özünü korumak arasındaki hassas dengeyi vurgular ve insan bağlantılarının doğası üzerinde dokunaklı bir yansıma yapar.