Tüm dünyanın tanrıları, bir şeyler söyleyin, diye bağırdı ve Talat onun altında irkildi. Seni seviyorum, dedi Luthe. Seni yıldızlar parçalanıncaya kadar seveceğim ki bu, ayrılırken aşıklar için olağan olandan daha az boş bir tehdittir. Çabuk git, çünkü buna dayanamıyorum. Sinirli Talat'ın bacaklarına şiddetle sarıldı ve o da dörtnala atladı. Aerin gözden kaybolduktan çok sonra Luthe tüm uzunluğu boyunca yerde yattı, kulağını ona dayadı ve Talat'ın Aerin'i giderek daha uzağa taşıyan nal seslerini dinledi.
(Gods of all the world, say something, she cried, and Talat startled beneath her.I love you, said Luthe. I will love you till the stars crumble, which is a less idle threat than is usual to lovers on parting. Go quickly, for I cannot bear this.She closed her legs violently around the nervous Talat, and he leaped into a gallop. Long after Aerin was out of sight, Luthe lay full length upon the ground, and pressed his ear to it, and listened to Talat's hoofbeats carrying Aerin farther and farther away.)
Aerin bir yanıt almak için can atarak tanrılara yalvarır ve bu durum altındaki at Talat'ı ürkütür. Derin sevgisini ifade eden Luthe, veda sözlerinin olağan hafif ücretinin tersine, Aerin'i zamanın sonuna kadar seveceğine söz verir. Vedalarının duygusundan bunalmış bir halde, onu bir an önce gitmeye teşvik ediyor.
Aerin dörtnala giderken Luthe kendisini onun varlığına duyulan özlemin içinde bulur. Yerde yatıyor ve Talat'ın, kalp acısını ve Aerin'in gidişinin bıraktığı boşluğu simgeleyen, uzakta kaybolan toynaklarının sesini duymaya çalışıyor.