J.D. Salinger'in "The Catcher In the Rye" adlı romanında, karakter özgünlük ve öz farkındalık kavramıyla boğuşuyor. "Sahte bir şey olmadığını nasıl bilebilirsin? Sorun olmazsın" alıntı, gerçek davranış ve iddiayı ayırt etme mücadelesini vurgular. Kendini aldatmanın ortak bir insan durumu olduğunu ve kişinin kendilerine sadık olup olmadığını veya sadece bir imajı dünyaya yansıttığını tespit etmeyi zorlaştırdığını gösterir.
Bu yansıtıcı düşünce, okuyucuları kimliğin doğasını ve insanların toplumda giydiği maskeleri düşünmeye iter. Kendilerini yanlış temsil edebilecekleri ince yolların nasıl tanınacağını sorgulayabileceği için, kendini yansıtma kavramına meydan okur. Salinger'in çalışması, kişisel gerçeği ve dış görünüm ile iç deneyim arasındaki gerilimi araştırmayı teşvik ediyor.