Lord Acton'a atfedilen "Gücün yozlaşmış ve mutlak güç kesinlikle bozulduğuna inanıyorum" alıntısı, kontrolsüz otoritenin doğal tehlikesini vurgular. Bireyler daha fazla güç kazandıkça, ahlaklarının azalabileceğini ve bunların ortak yarardan ziyade kendi kendine hizmet eden şekillerde hareket etmelerini sağlayabileceğini düşündürmektedir. Bu fikir, gücü kötüye kullanma cazibesinin korkunç sonuçlara sahip olabileceği politik ve kişisel bağlamlarda güçlü bir şekilde yankılanıyor.
Brad Thor'un "Davranış Kuralları" nda, güç yoluyla bu yolsuzluk teması, liderlik seçimlerinin ve karakterlerin karşılaştığı etik ikilemlerin etkisini vurgulayarak anlatı aracılığıyla araştırılır. Hikaye, iktidar arayışının ahlaki bozulmaya nasıl yol açabileceğini, mutlak güce sahip olmanın nihayetinde mutlak yolsuzlukla sonuçlanabileceğine dair uyarıyı nasıl yansıtabileceğini göstermektedir, çünkü iktidardaki kişiler hizmet etmek istedikleri ilgilerine öncelik verebilir.
.