Chris Ware'in "Bina Hikayeleri" nde, insan bağlantısının keşfi enerji metaforu ile derinden düşünülmektedir. Sadece enerji demeti olma fikri, sevginin doğası ve fiziksel varlığın doğası hakkında sorular ortaya çıkarır. Tipik olarak rahatlatıcı bir jest olarak görülen bir kucaklama, bu lens aracılığıyla bakıldığında bağlantı anlayışımıza meydan okur. Temel olarak sadece enerji olursak, iki kişinin birbirine nasıl gerçekten dokunabileceğini düşündüğümüz için samimiyetin karmaşıklığı belirginleşir.
Bu felsefi soruşturma, okuyucuları ilişkilerin özü ve bakımı ifade ettiğimiz konusunda düşünmeye teşvik eder. Bir kucaklamanın anlamıyla ilgili soruşturma, bağlantı için daha derin bir özlemi sembolize ederek etkileşimlerimizin fizikselliğin ötesine geçebileceğini ortaya koyuyor. Ware'in anlatısında, dokunmak, ilişkilerimizi tanımlayan duygusal bağları anlamak için bir metafor haline gelir ve bizi sadece nasıl bağlandığımızı değil, aynı zamanda bu bağlantıların altında yatan özü de düşünmeye davet eder.