TV setine yürüdüm ve maksimum desibellerde ölü kanal-beyaz bir gürültüye, uyku için güzel bir ses, güçlü bir sürekli tıslama her şeyi garip bir şekilde boğmak için açtım.
(I walked over to the TV set and turned it on to a dead channel-white noise at maximum decibels, a fine sound for sleeping, a powerful continuous hiss to drown out everything strange.)
"Las Vegas'ta Korku ve Nefret" de Hunter S. Thompson, deneyimlerinin gerçeküstü özünü canlı görüntüler ve radikal nesir yoluyla yakalar. Kahramanın eylemleri, ölü bir TV kanalının monoton beyaz gürültüsünü bir başa çıkma mekanizması olarak kullanarak onu çevreleyen kaosu boğma arzusunu yansıtır. Bu seçim, çevresinin kargaşasının ortasında unutulmaya bir geri çekilmeyi vurgular ve yolculuğunda yaygın olan yabancılaşmayı ve karışıklığı vurgular.
Yoğun ses, gerçekliğinin ezici ve genellikle tuhaf yönleri için bir metafor görevi görür. Ölü kanala dönerek, karakter, barış veya kaçış bulmak için gidebileceği uzunlukları göstererek dış rahatsızlıklardan teselli ister. Thompson'ın anlatısı, gerçeklikle yüzleşmek ve gürültüye ve dikkat dağıtma için çekilme cazibesi arasındaki mücadeleyi parlak bir şekilde tasvir ediyor.