Kahraman, hayatı boyunca ilgilendiği biri için nezaket eylemleri yürütmede sevinç bulur ve eylemleriyle anısını onurlandırmaya devam eder. Onun için sahip olduğu sevgi, bir kişi vefat ettikten sonra bile anıların anlamlı jestlere nasıl ilham verebileceğini gösteren konfor ve motivasyon sağlar.
Bununla birlikte, anılardan elde edilen konforun sınırları olduğunu fark eder. Babasının mirasını onurlandırırken, memnuniyetini getirirken, anıların onu tam olarak sürdüremeyeceğini kabul eder. Bu, ilişkilerin geçici doğası ve kendi yaşamının ve mutluluğunun peşinde koşmanın dengelenmesinin önemi hakkında daha derin bir anlayışı yansıtır.