Geçen gün AP telinin Arkansas'tan bir tür yarışmaya giren ve iki haftalık bir tatil kazanan bir adam hakkında bir hikayesi vardı-tüm masraflar-gitmek istediği yerde. Dünyanın herhangi bir yeri: Moğolistan, Paskalya Adası, Türk Rivierası. . . Ama seçimi Salt Lake City idi ve oraya gitti. Bu adam kayıtlı bir seçmen mi? Sorunlarla uğraştı mı? Kuzu kanında yıkandı mı?
(Just the other day the AP wire had a story about a man from Arkansas who entered some kind of contest and won a two-week vacation--all expenses paid--wherever he wanted to go. Any place in the world: Mongolia, Easter Island, the Turkish Riviera . . . but his choice was Salt Lake City, and that's where he went. Is this man a registered voter? Has he come to grips with the issues? Has he bathed in the blood of the lamb?)
Yakın zamanda yapılan bir AP hikayesinde, Arkansas'tan bir adam iki haftalık bir tatil kazandı ve şaşırtıcı bir şekilde Moğolistan veya Paskalya Adası gibi egzotik yerler üzerindeki hedefi olarak Salt Lake City'yi seçti. Bu karar, motivasyonları ve siyasi katılım ve kişisel değerler gibi daha geniş konuları anlama hakkında soruları gündeme getirmektedir. Bu, bir seçenek dünyasıyla sunulduğunda birisinin bu kadar beklenmedik bir seçim yapmaya yönlendirebileceği fikrine meydan okuyor.
Bu meraklı seçim, bireyin seçmen kaydı gibi sivil sorumluluklarla olan bağlantısı ve kendisine sunulan deneyimlerin önemini gerçekten kavrayıp anlamadığını düşünmektedir. Bu lens sayesinde, hikaye sadece seyahatte kendine özgü bir seçim değil, aynı zamanda Hunter S. Thompson'ın "Kampanya Trail'de Korku ve Nefret" kitabında tartışıldığı gibi, toplumdaki kişisel farkındalık ve katılım temalarını da vurgulamaktadır.