Annemin bana öğrettiği en önemli şeylerden biri, bir kadının vücudunun bir oyuncak olmamasıdır. Kırık bir tren seti gibi oynanmamalı ve atılmamalıdır. Bir kadının vücudu hayranlık duyulacak ve saygı duyulacak bir sanat eseridir ve ona bin paha biçilmez tabloya değecek gibi davranacak herkesten daha azına razı olmamalısınız. BEN

(One of the most important things my mom has ever taught me is that a woman's body isn't a toy. It's not to be played with and discarded like a broken train set. A woman's body is a work of art to be admired and revered, and you shouldn't settle for less than anyone who'll treat it like it's worth a thousand priceless paintings. I)

by {Emma Hart}
(0 Yorumlar)

Alıntı, konuşmacının annesi tarafından bir kadının vücudunun değeri hakkında verdiği derin dersi vurgular. Bir kadının bedeninin bir nesne olarak değil, saygı ve hayranlığı hak eden güzel ve eşsiz bir yaratım olarak görülmesi gerektiğini vurgular. Bu perspektif, bireyleri yüzeysel beklentilerin ötesinde kadınların doğal değerini takdir etmeye teşvik eder.

Ayrıca, alıntı, karşılıklı saygının çok önemli olduğu ilişkiler aramayı hatırlatmak için bir hatırlatma görevi görür. Konuşmacı, bir kadının bedenini azaltılması gereken paha biçilmez sanata benzeterek değerlerini azaltan tedaviyi kabul etmemesi gerektiğini ileri sürer. Bu mesaj, kendine saygıyı ve bu değeri tanıyan ve takdir edenlerle kendini çevrelemenin önemini savunur.

Stats

Kategoriler
Book
Author
Votes
0
Page views
27
Güncelle
Ocak 23, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Other quotes in Blindsided

Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}
Öldüğünde huzur duymalısın mı? '' Barışın var, 'dedi yaşlı kadın,' Kendinle yaptığınızda.
by {Mitch Albom}
Hayatım sınırsız bir okyanusta bir damladan fazla değil. Ama okyanus çok sayıda damladan başka nedir ki?
by {David Mitchell}
'Depresyonda' olduğunu söylüyorsun ama benim gördüğüm tek şey dayanıklılık. Kendinizi berbat ve içten dışa doğru hissetmenize izin verilir. Bu kusurlu olduğunuz anlamına gelmez; sadece insan olduğunuz anlamına gelir.
by {David Mitchell}