Sözlerimiz her zaman samimi olacak, kucaklamalarımız sıkı olacak. Asla 'sahip olabileceğim, sahip olmalıydım' ızmızında dolaşmayacağız. Bir fırtınada uyuyabiliriz. Ve zamanı geldiğinde, vedalarımız tamamlanacak.
(Our words will always be sincere, our embraces will be tight. We will never wallow in the agony of 'I could have, I should have.' We can sleep in a storm. And when it's time, our good-byes will be complete.)
Alıntı, ilişkilerimizde özgünlüğün önemini vurgular, kelimelerimizdeki samimiyetin ve kucaklamalarımızdaki sıcaklığın önemli olduğunu vurgular. Bir esneklik duygusu taşır, bu da pişmanlıklara veya kaçırılan fırsatlara dayanmadan birlikte zorluklarla karşılaşabileceğimizi düşündürür. Kargaşa ortasında barış bulma yeteneği, zorluklara dayanabilecek bir bağı gösteren bir güç olarak tasvir edilir.
Ayrıca, tam vedalılarla ilgili ifade, yaşamın geçişlerinin derin bir anlayışını ve kabul edildiğini gösterir. Zaman kısmen yollara geldiğinde, kapanma ve zarafetle yapılacağını düşündürmektedir. Bu, ortak anları ve açık bir kalbi olan sonları azaltma ve sonuçta derinden bağlı ilişkilerin değerini teyit eden bir inancı yansıtır.