İnsanlar bu tabloidleri topladılar, dediklerini yuttular .. Ama şimdi, bir nedenden dolayı, aptalca ya da akılsız bir şey okuduğumda kendimi Morrie hakkında düşünürken buldum. Onu orada, Japonca akçaağaçla evde hayal etmeye devam ettim. Nefesini sayarak, sevdikleriyle her anı sıkarken, benim için kesinlikle hiçbir şey ifade eden şeylere çok fazla saat geçirdim.

(People scooped up these tabloids, devoured their gossip.. But now, for some reason, I found myself thinking about Morrie whenever I read anything silly or mindless. I kept picturing him there, in the house with the Japanese maple.. counting his breath, squeezing out every moment with his loved ones, while I spent so many hours on things that meant absolutely nothing to me personally.)

by {Mitch Albom}
(0 Yorumlar)

"Salı günleri Morrie ile" yazar Mitch Albom, toplumun kendisinin zevk aldığı önemsiz dedikodu ve sansasyonelliğe nasıl şımartıldığını yansıtıyor. Ancak, akıl hocası Morrie'nin anıları tarafından yönlendirilen perspektifte bir değişim yaşıyor. Albom, akılsız dikkat dağıtıcı unsurlarda emilmek yerine, hayattaki anlamlı anların ve bağlantıların değerini takdir etmeye başlar.

Bu gerçekleşme, yüzeysel eğlence ile Morrie'nin öğrettiği derin dersler arasında bir kontrastı vurgular. Albom, tamamen yaşamanın ve ilişkilerin özüne odaklanan Morrie ile geçirdiği zamanını hatırlarken, çok az önemli şeyler için nasıl zaman harcadığının giderek daha fazla farkına varır. Bu, hayatta gerçekte neyin önemli olanı önceliklendirmenin önemini hatırlatır.

Stats

Kategoriler
Author
Votes
0
Page views
119
Güncelle
Ocak 22, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Taffy. Taffy hakkında düşünüyor. Şimdi dişlerini dışarı çıkaracağını düşünüyor, ama onunla yemek demek olursa, her neyse onu yiyecektir.
by {Mitch Albom}
Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Doğum ve ölüm arasında çok fazla can alıyoruz. Çocuk olmak için bir hayat. Yaşlanacak bir hayat. Gezmek, yerleşmek, aşık olmak, ebeveyn olmak, vaatlerimizi test etmek, ölümlerimizi gerçekleştirmek ve bazı şanslı durumlarda, bu farkındalıktan sonra bir şeyler yapmak için bir hayat.
by {Mitch Albom}
Sorun görünümünde gergin olma eğilimim var. Tehlike yaklaştıkça daha az gerginleşirim. Tehlike el altında olduğunda, şiddetli bir şekilde şişerim. Saldırganımla boğuşurken, korkmadan ve çok az yaralanma düşüncesiyle bitirmek için savaşıyorum.
by {Jean Sasson}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}