İnsanlar bu tabloidleri topladılar, dediklerini yuttular .. Ama şimdi, bir nedenden dolayı, aptalca ya da akılsız bir şey okuduğumda kendimi Morrie hakkında düşünürken buldum. Onu orada, Japonca akçaağaçla evde hayal etmeye devam ettim. Nefesini sayarak, sevdikleriyle her anı sıkarken, benim için kesinlikle hiçbir şey ifade eden şeylere çok fazla saat geçirdim.
(People scooped up these tabloids, devoured their gossip.. But now, for some reason, I found myself thinking about Morrie whenever I read anything silly or mindless. I kept picturing him there, in the house with the Japanese maple.. counting his breath, squeezing out every moment with his loved ones, while I spent so many hours on things that meant absolutely nothing to me personally.)
"Salı günleri Morrie ile" yazar Mitch Albom, toplumun kendisinin zevk aldığı önemsiz dedikodu ve sansasyonelliğe nasıl şımartıldığını yansıtıyor. Ancak, akıl hocası Morrie'nin anıları tarafından yönlendirilen perspektifte bir değişim yaşıyor. Albom, akılsız dikkat dağıtıcı unsurlarda emilmek yerine, hayattaki anlamlı anların ve bağlantıların değerini takdir etmeye başlar.
Bu gerçekleşme, yüzeysel eğlence ile Morrie'nin öğrettiği derin dersler arasında bir kontrastı vurgular. Albom, tamamen yaşamanın ve ilişkilerin özüne odaklanan Morrie ile geçirdiği zamanını hatırlarken, çok az önemli şeyler için nasıl zaman harcadığının giderek daha fazla farkına varır. Bu, hayatta gerçekte neyin önemli olanı önceliklendirmenin önemini hatırlatır.