Jacqueline Winspear'ın "Bir Tehlikeli Yer" adlı kitabından "Yalnızlık ruhunun Hermitage idi" alıntısı, bir karakterin yalnızlık ile ilişkisinin özünü yakalar. Karakterin yalnız olmaya derin, kişisel bir sığınak bulduğunu, yalnızlık bir yalnızlık durumu olarak değil, içgözlem ve manevi büyüme için bir sığınak olarak vurguladığını düşündürmektedir. Bu yalnızlık kavramı, karakterin iç yaşamı üzerinde toplumsal taleplerden uzaklaşmasına izin veren kendini keşfetme ve iyileşme için bir alan sağlar. Roman bağlamında, bu yalnızlık karakterin yolculuğunu anlamada önemli bir unsur haline gelir. Tecrit anlarının nasıl derin içgörülere ve kişisel güce yol açabileceğini gösterir. Yalnızlığı kutsal bir alan olarak ele alarak, karakter düşünceleri ve duygularıyla yüzleşebilir, kişiliğinin ve deneyimlerinin dönüştürücü bir yönünü ortaya çıkarabilir. Bu tema, yalnız kalmanın ikili doğasını vurgulayarak anlatı boyunca yankılanıyor: hem bir meydan okuma hem de güçlendirme kaynağı.