Gözler ruhun penceresidir… şimdiye kadar çok iyi giyilen bir atasözü, bir klişeydi, ancak Isabel, kim olduğumuz ve hayatlarımızı nasıl yaşadığımız hakkında çok sezgisel, eski inançları doğrulayan sinirbilimi okumuştu, Şimdi bu içgörü de doğruladı. Beynin öz farkındalık ile en yakından ilişkili olan kısmı, ventromedial prefrontal korteks doğrudan gözlerin arkasında yattı. İşte burada bulunduğumuz yer buydu-herhangi bir yerde bulunacaksa, ruhun bulunacağı yerdi.

(The eyes are the window of the soul…it was such a well-worn adage, a cliché by now, but Isabel had read that neuroscience, which was validating so many intuitive, ancient beliefs about who we were and how we lived our lives, now confirmed this insight too. The part of the brain that was most closely associated with self-awareness, the ventromedial prefrontal cortex, lay directly behind the eyes. So that was where we were located-that was where the soul was to be found, if it were to be found anywhere.)

by {Alexander McCall Smith}
(0 Yorumlar)

Isabel, zaman içinde bir klişe haline gelen "gözler ruhun penceresidir" ifadesini yansıtır. Sinirbilimin bu tür eski inançları desteklemeye başladığını büyüleyici buluyor. Bu, özellikle öz farkındalık alanında, ruh ve beynimizin biyolojisi arasında bir bağlantı gösterir.

Özellikle, öz farkındalık ile bağlantılı bir beyin alanı olan ventromedial prefrontal korteksin gözlerin arkasında bulunduğunu öğrenir. Bu, kimlik duygumuzun ve belki de ruhumuzun özünün bile beynin bu kısmına yakından bağlı olduğunu ve iç benliklerimizin gözlerimizle algılama ve iletişim kurma şeklimizle anlaşılabileceği fikrini güçlendirdiğini göstermektedir.

Stats

Kategoriler
Votes
0
Page views
80
Güncelle
Ocak 23, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Other quotes in A Distant View of Everything

Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Taffy. Taffy hakkında düşünüyor. Şimdi dişlerini dışarı çıkaracağını düşünüyor, ama onunla yemek demek olursa, her neyse onu yiyecektir.
by {Mitch Albom}
Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Doğum ve ölüm arasında çok fazla can alıyoruz. Çocuk olmak için bir hayat. Yaşlanacak bir hayat. Gezmek, yerleşmek, aşık olmak, ebeveyn olmak, vaatlerimizi test etmek, ölümlerimizi gerçekleştirmek ve bazı şanslı durumlarda, bu farkındalıktan sonra bir şeyler yapmak için bir hayat.
by {Mitch Albom}
Sorun görünümünde gergin olma eğilimim var. Tehlike yaklaştıkça daha az gerginleşirim. Tehlike el altında olduğunda, şiddetli bir şekilde şişerim. Saldırganımla boğuşurken, korkmadan ve çok az yaralanma düşüncesiyle bitirmek için savaşıyorum.
by {Jean Sasson}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}